ELEŞTİRİM VE IRAZ TOROS SUMANIN GÖRÜŞMESİ...
Ah, bir uzman çıksa ve bana dese ki, “koy çocuğuna bir çizgi film, o seyretsin, sen de kafanı dinle annesi!”… annelerin bugunlerde en çok istediği şey bu cümlenin gerçekleşmesidir herhalde...
Geçtiğimiz ay uzman psikolog Iraz Toros Suman ile Sibel Arna’nın TV programına katılmaz üzere giderken aralarında geçen bir konuşmanın yayınlanması bize bu cümlenin gerçek olmayacak bir hayal olduğunu bence bir kez daha gözterdi.
Iraz, televizyon kaç yaşından itibaren çocuğa rahatlıkla seyrettirilebilir?IRAZ: Televizyon tek kanallı bir iletişim aracı. Diyalog imkanı yok, çocuk son derece pasif bir şekilde önünde oturuyor. Hayata dair bir takım değerleri oluşturmasının 4-5 yıl sürdüğünü düşünürsen o yaşlardan önce seyrettirmemelisin.
İyi de hiç seyretmeyerek hayata dair bir şeyler kaçırmaz mı?Şöyle düşün: Televizyon şehirli kadının kurtarıcısı. Televizyonun olmadığı evlerde ne yapıyorlar? Çocuk sokağa çıkabilir, spor yapabilir, tercih edeceği herhangi bir oyunu oynayabilir.
Bu ara çocukların sürekli küsüp gittiklerinden çok yakından bahsediyor konuşmanın bir sonraki sorusunda gerçekten pepee yi eleştirmiştim bende eleştirilerime bir uzmanın katılıyor olması beni son derece mutlu ediyor
Pepee gibi mi?Evet aynı Pepee gibi! Son on gündür Pepee seyretmeye başladı…Ben de Pepee’yi uzman destekli ve… zararsız bilirdim!
İyide çocuklar hangi saatte ne olduğunu biliyor, onu nasıl böyle bir eğlenceden alıkoyabilirim? Hoş, anlatırsam anlar herhalde…Hayır, anlamaz bence. 6 yaşındaki çocuğa bile Pepee’nin zararlı olduğunu anlatamazsın. bir yetişkin kararı olarak ona televizyon seyrettirmemeyi seçebilirsiniz.
Pepee’de küçük çocuklara zarar verebilecek olan ne var ki?Pepee nerede yaşıyor, onunla konuşan o ses kim, sürreel bir sürü öğe var. Gerçek hayata dair şeyler değil bunlar.
Peki ya Caillou?Caillou’nun dünyasında her şey Caillou merkezli: Herkes Caillou için çalışıyor, her şey Caillou için yapılıyor! Annesi ve babası da sinirleri tamamen alınmış insanlar, hiç sesleri yükselmiyor. Bu, çizgi filmi seyreden ebeveynlere de suçluluk duygusu aşılar. Bir de tüketimi çok fişekleyen bir yapım, Caillou.
Keloğlan’ı seyredince çocuklar seviniyorum . hayatlarına bir Türk klasiği giriyor diye…Keloğlan’ın dili kötü bir kere. İçerdiği fantastik öğe de çok fazla: Cadılar, canavarlar… Bir de maalesef iyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini çocuğun dilinden anlatmıyor Keloğlan. Çok kafa karıştırıcı buluyorum ben.
ELEŞTİRİM...
Bu konuşmayıda okuduktan sonra gördüm ki hiç bir çizgi filmi artık gönül rahatlığıyla seyrettiremeyeceğiz geleceğin anaokulu öğretmenlerinden olarak bu durumdan dolayı çok huzursuz ve umutsuzum... çocukların gelişimini çok kolay etkileyebilecek bu çizgi fillerin bu kadar bilinçsizce izletilmesi gerçekten hiç iyi bir durum değil... anne babalar lütfen çocuk ohh seyrediyor. rahat ediyorum işimi gücümü yapıyorum demeyin çocuklarımıın izlediği çizgi filmleri izleyin yorumlayın olumsuz bir durum görürseniz izletmeyin unutmayın çocuklarımız çizgi filmlerden çok etkileniyor...